Sosyal medya, diğer bir deyişle toplumsal pazarlama üzerine çok iyi bir görsel anlatım:
12 Ekim 2009 Pazartesi
7 Eylül 2009 Pazartesi
Web 3.0...
Web 2.0'ı biliyoruz zaten diye ukalalık ediyoruz. Peki Web 3.0 nedir, diye sorulduğunda aynı havayla cevap verebiliyor muyuz? Ukalalığını devam ettirmek isteyenler yazının devamına:
Öncelikle şu isim meselesine çok takmayalım. Bunlar tanımlamayı kolaylaştırmak için uydurulmuş isimler, ama anlamları da yok değil. Aynı 3G gibi. 3G aslında temel olarak hızlandırılmış bağlantı demek. Bu kadar. Ama işin içine pazarlama girince bu video arama olur, internet bankacılığı olur, olur da olur... Neyse sapmayalım konudan, bu başka bir yazının konusu.
Web 2.0 ismine ihtiyaç vardı, çünkü internetin kullanılma alanı değişmişti ve bunu anlamlandırmak gerekiyordu. Aslında yeni jenerasyon web de denebilirdi tabii. Bunu da düşünürsek "web 3.0 nedir?" yerine "Yeni jenerasyon web ne üzerine temellenecek?" diye sormak akla daha yatkın olur.
Semantik Web
Web 3.0 duyacağınız her yerde bu terimi de duyacaksınız. Anlamsal web de diyebileceğimiz bu kavram; bilgisayarların web'e açık bilgileri anlaması, bunları harmanlayıp tekrar insanın anlayabileceği bir sonuca dönüştürmesi demektir. Yapay zekanın üst düzey rol oynadığı bu aşamada bilgisayarlar (ya da kodlar) kullanıcıların bilgilerini alıp bunları süzgeçlerden geçirip kullanıcıya hizmet olarak sunuyorlar. Örneklerle açıklayalım:
Örnek 1: Bir magazin dergisi web sitesi düşünün. Arkadaki kod parçaları google'da en çok aratılan ünlüleri buluyor; ya da bir adım öteye götürelim, senin en çok aradığın ünlülerin isimlerini buluyor ve anasayfaya o ünlüyle ilgili bir haberi getiriyor. Basit mi? Değil. Ama yapay zeka çalışmaları geliştikçe başarısı artıyor.
Örnek 2: gmail hesabın var. gmail hesabın aynı zamanda facebook hesabının da olduğu mail adresi. Sen facebook'ta en sevdiğin filmlere "Pulp Fiction, Kill Bill" yazmışsın. Sonra bir gün, "Picasa"ya giriyorsun (Picasa, Google'ın resim upload ağı) ve yanda bir reklam görüyorsun: "Quentin Tarantino'nun son filmi Inglourious Basterds piyasaya çıktı". Yeterince açık mı?
Bu semantik web gerçeğinden müthiş girişimcilik fikirleri çıkabileceği gibi rakip firmalar arasında birbirlerinin kodcuklarını kandırma savaşını da ortaya çıkarabilir. Sonuçta ne de olsa bunlar kod ve insanların yapacağı bir trick'le saçma sapan sonuçlar döndürecek hale gelebilirler. Bunun sonucunda da internette bir "yanlış bilgi" çöplüğüyle karşı karşıya kalırız. Dikkat: Yeni jenerasyon hacker'lar yolda...
İçiçe Uygulamalar
Bunun en net örneği facebook. Halihazırda bir sosyal ağ uygulaması olan facebook içinde youtube'dan anketlere, ebay'den arama algoritmalarına birçok "harici" application da mecvut. Bu içiçe uygulamalar şu an zaten oldukça yaygın, ancak bütün application'ların birleştiği, hatta kendi yazdığın yeni bir application'ı anında bu application havuzuna katabildiğin bir ortamı düşün. İşte "next step" dedikleri bu...
Mobilizasyon
Bu oldukça açık zaten. 3G, 4G derken buna alışmaya başlasak iyi olur. Şu an twitter, gittigidiyor, garanti, blogger gibi şirketlerin hepsi sitelerini mobil erişime özel bir dizaynla ve uygulamalarla sunuyorlar. Benim düşüncem, mobilizasyonun getireceği asıl farklılık sosyal anlamda olacak. Otobüste karşınızda gördüğünüz hoş kızı/erkeği üye olduğunuz sosyal ağda anında bulabildiğinizi ve onun da sizle aynı hisleri paylaştığını bu vasıtayla öğrendiğinizi düşünün. Yani mobilizasyonun açısından demek istediğim; web 3.0 = web 2.0 + mobilizasyon.
3D
Bu maddeyi biraz da hayallerle karışık ekliyorum. Aslında 3D için web 4.0'a yetişir demek yanlış olmayabilir. Minority Report'un gerçekleştiği gün bu maddeyi belki daha net anlayabileceğiz. Ben yine işin sosyal yönünü merak ediyorum: 3 boyutlu görebileceğin bir randevunun, ya da PDF yerine gerçek bir kitap gibi okuyabileceğin e-book'ların yapacağı değişim en azından bir "web 1.0" puanını hakediyor bence :)
Bu kadar çok gevezelikten sonra diyebilirim ki; emin olun yeni jenerasyon web bu tahminlerimizin yine de ötesinde olacak. İnsanların sosyal ve ekonomik ihtiyaçları web 2.0'ı şekillendirdi. Bu bilgiye bağlı kalarak yukarıdaki faktörlerin de web 3.0'ın temeli olacağını düşünebiliriz. Yalnız unutmamak gereken bir şey var ki; insanların ihtiyaçları değişime çok açıktır ve bu değişimler tamamen farklı bir web dünyasına sebep olabilir.
Son olarak hizmette sınır yok diyerek şu linkteki grafiği incelemenizi tavsiye ediyorum:
4 Eylül 2009 Cuma
Web 2.0...
Tamam, Web 2.0'yu artık hepimiz biliyoruz, ama şu videodan da ilham almamak mümkün değil.
31 Ağustos 2009 Pazartesi
30 Ağustos 2009 Pazar
Hannah Montana vs İnternet
"Neden internet bu kadar ilgi çekici?" sorusunun cevabı: Onu hala anlayamıyoruz... En yakın örneği aşağıdaki linkte. Toptan bir yaş grubunun davranış şeklini değiştirebilecek güce sahip. Sosyolojiye alt dal olarak girmeli internet'in bu etkileri...
Okumaya üşenenler için özetleyeyim. Aslında yazı, Hannah Montana'nın meşhur olma sebebi ile interneti ilişkilendiriyor. Hannah Montana hem dizinin, hem de dizinin başrolündeki popstarın ismi. Bu kızımız aynı zamanda California'da Miley Stewart ismiyle de mütevazı bir hayat yaşıyor. Dizinin kurduğu paradoks da bu; normalleşmeye çalışan bir popstar.
Öte yandan şu anki 14-17 yaş grubunu düşünelim. Bu ergenlik dönemi gençlerinin hepsi internetle büyüdüler, hayatlarının ikinci bir yarısını da internet oluşturuyor. Çoğumuz gibi onlar da birden fazla sosyal ağa üyeler; ama diğerlerinden farkları, kişilik oluşturdukları dönemdeler. Bu da kendilerini internette yarattıkları ikinci sosyal persona ile -yani kendi yarattıkları, belki de olmak istedikleri ikinci kişilikle-bağdaştırmaya uğraştırıyor. Linkini verdiğim yazı çok güzel bir örnek vermiş: Uçurtma uzmanı olmak mı istiyorsunuz; sosyal ağdaki nick'ini "UcurtmaAvcisi93" yap... Ve bu kadar... Artık Uçurtma Avcısı'sın. Uçurtma uçurmayı da bir ara öğrenirsin artık...
Bu iki persona'daki açıklığın bu kadar artması da, bu dengeyi kurmanın zorluğunu beraberinde getiriyor. Daha önce sadece ünlülerin yaşadığı "özel yaşam-medyadaki yaşam" ikilemi de artık tüm ergenlerde ortaya çıkıyor. Öyle ki; "umuma açık gizli yaşam" gibi bir paradoksun ortasına düşüyorlar.
Tam olarak da bu yüzden Hannah Montana onların yıldızı olabiliyor. Çünkü kendilerini bu şovda bulabiliyorlar.
Karışık oldu, ama zaten konu çok kompleks. Dediğim gibi sosyolojik bir araştırma bunu daha net anlatabilir.
27 Ağustos 2009 Perşembe
Neden David Villa hala Valencia'da?
Futbol öyle bir pazar ki; hem taraftarlık, estetik gibi insana özgü manevi içeriklere sahip, hem de endüstriyel ve ekonomik gelişmelerle içiçe. Futbolcular bir yandan sanatçı, bir yandan işçi. Kulüp hisselerini almak için taraftarlarla CEO'lar savaşıyor. Bu ortamda gelişen olaylardaki mantığı bulmak çok zorlaşıyor.
David Villa onca söylentiden ve tekliflerden sonra Valencia'da kaldı. Aslında Valencia gibi son 2 sezonda hiçbir başarısı olmayan bir kulüpten ayrılması için çok fazla sebep vardı. Nedir bunlar:
- Son derece istikrarlı (Tüm Avrupa'da son 8 sezonda en az maç kaçıran forvet)
- 27 yaşında ve 8 sezondur 15'in altında gol atmıyor, şimdiden İspanya adına en çok gol atan 2. oyuncu
- Valencia Villa'nın beklentilerini karşılamıyor
- Valencia ekonomik krizde, çok yüksek miktarda borcu var ve kasasına girecek her kuruşa muhtaç
- Valencia ile Villa arasında duygusal bir bağ yok (Del Piero ya da Totti sendromu yok yani)
Peki ama niye ayrılmadı ya da ayrılamadı? Aslında bu sorunun cevabı da yazının başında belirttiğim hassas ilişkide.
Öncelikle piyasa değeri 35 - 45 Milyon Euro arasında olan Villa için bu parayı verebilecek zaten halihazırda çok fazla kulüp yok. Bunlar Manu, Liverpool, Real Madrid, Barcelona, Chelsea, Milan, Internazionale, Manchester City. Ancak bu ekonomik kriz ortamında bu kulüplerin çoğu transfer bütçesini bu sene küçülttü (Hatta Liverpool da krizde şu an). Bunlardan Real Madrid ve ManCity yaptıkları pahalı transferlerle limitlerini tükettiler.
Üstelik Real Madrid, Barcelona, Inter ve ManCity kulüplerinin dördü de yıldız oyuncu aldılar ve bu senelik "Yıldız oyuncu aldım, forma satışları transfer parasının bir kısmını karşılar" mantığını zaten uyguladılar. Ekonomideki "cannibalization", yani bir şirketin bir markasının satışlarının aynı şirketin diğer markasının satışlarını etkilemesi durumu, bu kulüplerin transferi gerçekleştirmelerini engelledi.
Kısacası, bu ekonomik ortamda arz-talep dengesi kurulamadığı için piyasaya göre "over-qualified" olan David Villa Valencia'da kaldı. Tıpkı prestijli bir üniversiteden mezun tecrübeli bir çalışanın kendi kalitesinde bir iş bulamaması gibi.
26 Ağustos 2009 Çarşamba
Teknolojide Baloncuk
Çok geyik. Şaka bir yana online girişimciler için güzel hint'ler de var içinde.
Wiki -ve artık Ansiklo- Pedi
Wikipedia, tüm yapısını değiştirecek bir karara imza attı. Bundan sonra Wiki'ye girilen her entry, deneyimli editörler tarafından denetlenecek. Bazı Wiki-Fan'lere göre bu, zaman açısından geriden gelmeler yaratacak, güncellemeler yeterince hızlı yapılamayacak. Wiki yöneticilerine göre ise ansiklopedinin asıl amacı doğru bilgi sağlamak.
İşin güzel yanı ise, Wiki yöneticilerinin bunu 8 yıl ve ayda 60 milyon site ziyaretçisi sonra farketmesi.
Sonuç itibariyle ansiklopedi dediğinin öncelikli amacı güncelleme değil, doğru bilgi sağlamak. Wikipedia'nın güvenilirliüiyle ilgili tartışmalar geçen seneden beri devam ediyordu. İsrail hükümetinin, Pentagon'un, Vatikan'ın ve bunun gibi birçok kuruluşun Wikipedia'ya taraflı bilgi sızdırdığının ortaya çıkarılması sonucu belli yerlerin Wikipedia'ya erişimleri engellenmişti. Geçen seneden beri devam eden taraflı entry'leri engelleme çabası artık altından kalkılamaz hale gelince Wiki yöneticileri doğru yolu bulmuş gözüküyor.
24 Ağustos 2009 Pazartesi
Sosyal Ağ Oyuncuları
Social Network Gaming: Sosyal network'lerde belli kisilerin ya da kuruluslarin populerligini arttirmaya yonelik kullanici ya da link satmak. Nasil isliyor? Mesela bir web siteniz var. Bu gaming sitelerinden birine giriyorsunuz. 100 tane "digg"i belli bir miktar parayla satin aliyorsunuz. Boylece web siteniz 100 kez digg'lenmis oldugu icin populer gozukuyor. Bu sekilde de sitenize dogru duzgun icerik saglamamis olmaniza ragmen sitenize reklam aliyorsunuz.
Bu tur hizmeti saglayan birkac site digg.com'un ugrasiyla kapatildi; ama tabii ki artiyorlar ve world wide web'in tum anlamliligini ortadan kaldiriyorlar. Su an en populeri olan usocial.net twitter'da da 1000 follower'i sadece 87$'a satiyor. digg satislarini digg.com'un cabalari sonucunda durdurmuslar ama follower satmaya devam ediyorlar.
Bu baglantilari (kullanici, digg, ya da link, herneyse) bir anlamda "spam" olarak da nitelendirebilirsiniz; ancak spam tanimina da tam uymuyor. Sosyal aglar kullanicinin yonlendirdigi siteler oldugu icin aslinda hepimiz birer gamer'iz. Arkadasina "site yaptim, baksaniza" diyen sen de, twitter'da blog'uma link veren ben de aslinda gamer'iz. Hele ki google'a aramalarda ust siralarda yer almak icin para verilmesi dusunulurse, usocial'in yaptiginin da cok farkli bir sey olmadigini goruyoruz.
Bu konu etik acidan yoruma cok acik. Ustelik belli bir fikir uzerinde uzlasilip, bunun yanlis olduguna karar verilse bile takibi cok zor.
23 Ağustos 2009 Pazar
Twintern
Online kaynaklari, ozellikle de kullanicinin yonlendirdigi sosyal aglari, sirket reklami veya PR gibi faaliyetler icin kullanmak artik bilinen bir yontem. Reklam ornegini eksisozluk'te kendi sitesinin, arkadasinin sitesinin, sirketinin urunlerinin reklamlarini yapanlardan gormustuk. Gittigidiyor.com facebook'ta viral marketing yapmisti (sevgilisinden ayrilan kiz hikayesi). Surada, burada ve orada youtube'da brand awareness calismalari izlemistik.
Bu arada twitter'in populerligi artinca onun da sirketler tarafindan kesfedilmesini bekliyorduk. Nitekim apple, microsoft ve daha binlercesi fan'larini twitter uzerinden update etmeye baslamisti bile. Futbol takimlari mac sonuclari ve transfer duyurulari yapti, duydugum kadariyla da Bahcesehir Universitesi departmanlarindan biri sinav notlarini twitter uzerinden acikladi.
Simdi de sirketler artik "twitter responsible", ya da yeni kelimeler yaratmaya bayilan twitter.com'un deyimiyle "twintern" ise almaya basliyor. Yakinda cokuluslu sirketlerin PR departmaninda "Facetern", "Yountern", "Bloggentern" takimlari olusursa sasirmayin.
22 Ağustos 2009 Cumartesi
En Çok Kazanan Genç Online Girişimciler
İlk 10'un 5'inin kullanıcı destekli (web 2.0) olduğuna ve ilk 40'ın sadece birinin kadın olmasına dikkat çekelim.
Keep it Simple!
İster fabrikalarda üretilen ürün olsun, ister web sitesi olsun, ister herhangi bir servis ürünü olsun; kitlelere ulaşmak istiyorsan dizaynını basit tutacaksın. Mühendis kafası detayı, bilgiyi sever; ama tüketici öyle değil.
http://web2.0entrepreneur.com/53/the-reason-to-focus-on-simplicity.html
Yukarida linkini verdiğim siteden de örneklerini görebilirsiniz. Bunlara twitter.com 'u, fizy.com 'u da ekleyebilirsiniz. Bu arada bir de şu örneklere bakın:
Neden milliyet.com hurriyetim.com 'u, gmail yahoo'yu, gittigidiyor.com hepsiburada.com 'u bu kadar çabuk solladı diye merak etmeyin...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)